20 Ağustos 2016 Cumartesi
İnsanlık -1
Yazımın söz konusu insanlık. Ya da bunun dramı diyebiliriz. İçinde yaşadığım 21. yy çağının ilk yarısı ikinci çeyreğinde insanlığı büyük bir boşluk içinde gördüğümü söyleyebilirim. Geçmişte yazılan tarihte de günümüzden farklı olmadığını düşünüyorum. İnsanlığın doğası eski çağlardan günümüze kadar incelenmiş ve bana göre kesin bir sonuca varılamamıştır. Toplamacılık, avcılık toplumları, üretime geçişle birlikte sonlanmış. Tarım toplumuna geçişle birlikte uygarlık denilen düzeye geçilmiştir. Bu da insanlığın günümüze olan etkilerinin başlangıcı sayılabilir. İnsanlar topluluklar kurmuş, savaşmış, yıkmış ve hep birbirlerine zarar vermiş. Günümüze doğru zamanla sıralarsak toprak, liman, altın, maden, petrol gibi çeşitli faktörler, insanların birbirlerinin yaşadığı yerleri yakıp yıkmalarının, birbirlerini katletmelerinin sebepleri olmuştur. Bu faktörlere baktığımızda, hepsinin doğal insandan bağımsız olduğunu görebiliriz. İnsanın bu dünyadaki, süresi sınırlı. İnsan bunun farkında aslında ama yaptıkları eylemler bundan habersiz gibi. Yani bu faktörleri öteki yere götüremeyecek. ( Eşyalarıyla gömülen krallardan falan bahsetmiyorum.) Peki arkasından götüremeyecekleri için neden bu kadar çaba? İşte insan yapısı da doğanın yapısı gibi, hep var olma isteği. İnsan aslında dünyanın hatta evrenin ta kendisi de olabilir. Bunların hepsine sahip olmak, evrenin kendisine sahip olmak anlamına gelmez mi?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder