23 Mart 2017 Perşembe

VERONİKA NEDEN ÖLMEK İSTİYOR?



Veronika ölmek istiyor kitabında 4 karakter üzerinden yaşamın dışına itilenlere şahit oluyoruz. Bunlardan ilki Veronika, ikincisi Zedka, diğerleri Mari ve Eduard.
Bu hepsini buluşturan yer bir akıl hastanesi.

Veronika aslında çok güzel, her istediği erkeği elde edebilecek genç bir kız. Görünürde hiçbir dert ve tasası yok. Ama saçma sapan bir mektupla intihar ediyor:  Slovenyanın bilinmemesi.

Zedka da aynı şekilde depresyondan dolayı, kocası tarafından hastaneye yatırılmış bir kadın.

Ve diğer sofistike karakter Mari.
Şizofren hastası Eduard

Tabi bir de onları çözümleyen doktor var. Onların rahatsızlığın geneline acılaşma diyor.
Yani topluluğa uymak için, kendi benliğinden vazgeçip, yabancılaşmak olarak anladım.
Üç karakterde baskın bir şekilde bunu görüyoruz. Hepsi acılaşmış. Veronika, ailesi istediği için hukuk okumuş, oysa onun içindebüyük bir müzisyen saklı. Ama topluma göre müzisyenler iş yapmaz, müzisyenler sefildir. Müzik okuma tercihi anormalliktir. Ama onu hiç kimse anlamamış. Onun tek istediği piyano çalmak ve onun çaldığını hissederken aynısını hissedecek birisinin olması. Bu kişi de Eduard

Mari panikataktan dolayı hastanede, aslında mari de normal deli falan değil. Onu boğan sorunlar plaza hayatı maaşlı çalışmak, kariyer, aile.. Oysa onun ruhu bağımsız. O dolaşmak, çocuklara ve  insanlığa yardım etmek, kalıplarına sığmamak istiyor. Ama o da çevresinde normal görüleni empoze etmek zorunda kalmış. Kurallara uymak, iş hayatı bırakılıp onlar yapılır mı, lüks yaşamdan vazgeçilir mi ?

Eduard şizofren ama aslında o da deli değil, onun istediği ressam olmak, ama onun istekleri ne babasının ne de annesinin umrunda bile değil. Çünkü babası bir başkonsolos i ve onun da öyle yetişmesini istiyorlar. O ise cennetin görüntülerini resmetmek istiyor. Bunda normal olmayan ne var?

Aslında normal olan ve normal olmayan arasındaki fark şu, kare bir kabın içine suyu koyduğunuzda bütün dört köşe dahil her yerin dolu olmasını beklersiniz. Ama aynı miktardaki suyu döktüğünüz halde sadece ortada kenarlar boş olsa ama hala sıvı olsa şaşırırsınız. İşte suya özgürlük tanımadığımız gibi, su sıvıdır bulunduğu kabın şeklini alır dediğimiz gibi biz de insanları yazılı ve ya sözlü normlara uydurmaya çalışıyoruz.
Aslında bizi anormal yapan şey bunu yapmamamız.